AVUKATLAR VE BAROLAR KAMUNUN VİCDANIDIR
Tarih: 8.05.2020 | Okunma Sayısı: 543
“Adalet mülkün temelidir. Hukuk Devletinin temel dayanaklarından birisi bağımsız yargıdır. Yargının kurucu üç unsurundan birisi, dolayısıyla devletin temellerinden birisi bağımsız savunma yani avukatlardır. Üstlenilen bu görevle , bağımsız savunmayı temsil eden avukatlar, vatandaşların savunma hakkının adil bir şekilde kullanılmasının, adaletin, yargının ve Devletin teminatı olmuşlardır. Bu nedenledir ki adaletin tecellisi için hak savunuculuğu yapan avukat ülkenin, devletin, milletin temel taşlarından birisi olmuştur. Bu nedenledir ki, Hukuk Devletinin, Demokrasinin, temel insan hak ve hürriyetlerinin ve yine bağımsız yargının temel taşlarından birisi olmuştur. Avukatlar olarak, bir yandan belirtilen temel ilkelerin varlığı ve devamı için çaba gösterirken bir yandan da vatandaşın savunma hakkının adil bir şekilde kullanılmasını sağlayarak adaletin tecellisine katkı görevimizi yerine getirmekteyiz. Kanunun tabiri ile, Avukatlık bir kamu hizmetidir. Dolayısıyla, avukatlar ve Barolar aynı zamanda kamunun da vicdanıdır.
Önce, Baroların seçim usulünün değiştirilmesine yönelik olarak bir çalışma akabinde ise Avukatlık Kanununda değişiklik yapılması hususunda çalışma başlatılacağı, kamuoyuna yansımıştır. Mevzuata yönelik olarak yapılacak değişikliklerde, yargının, Avukatlık ve mesleğin sorunları açısından daha sağlıklı sonuçlar elde edebilmek ve çıkacak problemlerin, uygulamada yaşanacak sıkıntıların şimdiden önüne geçebilmek için öncelikle bu konunun doğrudan ilgilisi olan avukatlar ve avukatların temsilcisi durumundaki Barolarla istişare edilerek çözülmesi gerekmektedir.
Ne derece doğrudur bilemiyoruz ancak yazılı ve görsel basına yansıdığı kadarı ile yapılacak değişiklikler arasında, Avukatlık Kanunu gereği Baroya kayıt zorunluluğunun kaldırılmasının da yer aldığıdır. Varsa eğer, bu konudaki değişikliğe yönelik düşüncenin kabul edilmesi mümkün değildir.
TBB'nin, baroların bölünmesi, parçalanması, dileyen avukatın kendi barosunu kurması gibi bir düzenleme kabul edilemez. Alternatif baroların kurulmasına yol açacak böyle bir düzenleme ile ilerde mesleğin derneklere, bir takım marjinal gruplara teslimi sonucunu doğuracak ki, bu durum yargının diğer unsurları arasında da gruplaşma ve parçalanmaya sebebiyet vereceği gibi bunun sonu ülkenin bölünmesine kadar daha tehlikeli sonuçlar doğurabilecektir.
Yine, Avukatların barolara üye olma zorunluluğunun kaldırılması, mesleki disiplin ve düzenin tamamen ortadan kalkması, meslek etiğinin ve kalitesinin yerle bir olmasına, yargının kurucu unsuru olan, pandemi ile birlikte sosyo ekonomik ve bir çok mesleki sorunu daha da artan avukatların ve mesleğin itibarsızlaşması başta olmak üzere bir çok olumsuz sonuç doğurur ki buradan da en büyük darbeyi, zaten bir çok sıkıntısı olan yargımız ve dolayısıyla Adalet alır. Bir avukatın şube mahiyetinde birden fazla çalışma ofisi kullanmasının önü açılır. Meslek kuralları, mesleki liyakat ortadan kalkar. Baroların eğitim, etkinlik vs. mesleğe hizmet edecek argümanları elinden alınır. Staj, Ruhsat, Özlük, CMK dan kaynaklı müdafi/vekil görevlendirme, adli yardim vb. gibi idari işlerdeki yetki başka birim ya da kurumlar tarafından yönetilir ve bu durum Avukatlık Mesleğinin saygınlığına zarar vereceği gibi fiilen Baroların ortadan kalkmasına sebebiyet verir. Bu sebeple, Barolara üyelik zorunluluğunu ortadan kaldıracak ve şube açılması gibi bir düzenlemenin dile dahi getirilmemesi gerekmektedir.
Kısaca, bir meslek örgütü olan Barolara üye olma zorunluluğu KIRMIZI çizgimizdir ve bunun aksinin KABUL EDİLMESİ DE MÜMKÜN DEĞİLDİR
20.09.2024
AV. MUHSİN AYANOĞLU
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.