Avukatlar Günü ve Gündeme Dair Basın Açıklaması
Tarih: 6.04.2015 | Okunma Sayısı: 1355

31 Mart 2015 Pazartesi günü İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde yaşanan ve değerli savcımızın hayatını kaybetmesi ile sonuçlanan korkunç olaydan duyduğumuz büyük üzüntüyü kamuoyuyla paylaşmıştık.

Terörün her türlüsüne karşı olduğumuzun altını çizerek, yaşanan olayı kınadığımızı lanetlediğimizi bir kez daha belirtmek isteriz.  Yaşam hakkına yönelik hiçbir saldırı, hak arama eylemi olarak nitelendirilemez. Hiçbir siyasi yada ideolojik düşünce insandan, insan yaşamından ve yaşama hakkından daha önemli değildir. Hiçbir sebep yada gerekçe bu hain saldırıyı makul kılamaz. Hukukun üstünlüğünü, demokrasiyi, Anayasa ile teminat altına alınan hak ve özgürlükleri korumak ve savunmak görevinde olan biz avukatlar, aynı zamanda vatandaşımızın hak arayışının ve adalete erişiminin temsilcileriyiz. Yapılan menfur saldırı, hakime, savcıya, avukata ve tüm yargı camiasına, kısacası yargının tüm unsurlarına yapılmıştır. 

Bu vahim ve kirli saldırının bir an önce aydınlatılması, tüm detayları ile ortaya çıkarılması ve sorumluların adalet önünde hesap vermesini istiyoruz. Bu vesile ile bir kez daha savcımıza Allah tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabırlar diliyoruz.

Bu üzücü olayın hemen ardından, konunun avukatlarla, avukatlık mesleği ile hiç bir ilgisi olmamasına rağmen, avukatların hedef haline getirilmesini üzüntü içerisinde takip etmekteyiz. Avukatların potansiyel suçlu olarak gösterilmesine yönelik bu tür söylem ve girişimleri şiddetle kınıyoruz. Olayın hemen akabinde, bazı yetkililerimiz, idarecilerimiz ve bazı basın mensuplarınca, silahların avukat cübbesi altında adliyeye sokulduğu vurgulanarak, olayın sebep ve sonucunun, avukatların adliyeye girişlerinde aranıp aranmaması kadar basitleştirilerek, avukatlara yönelik olumsuz algı oluşturulmaya çalışılmıştır. Üstelik, olayla ilgili kanıtlar henüz toplanmamışken, olaya ilişkin görgü tanıkları dinlenmemişken, kamera kayıtları incelenmemişken bu haksız eleştiriler yapılmıştır.

         Güvenlik konusunda doğan zafiyetin, sadece ve sadece avukat meslektaşlarımızın adliyeye giriş biçimleri ile ilişkilendirilmesini kabul etmemiz asla mümkün değildir. Bütün meslektaşlarımızın kullandığı Avukatlık kimlik kartları çipli olup, Türkiye nin en güvenli kimlik kartlarıdır. Adliyeye girişlerde, özellikle büyük adliyelerde, bu kimlik kartlarının okutulmadan adliyeye girilmesi mümkün değildir. Son derece manidar bu algı operasyonun amacının, vatandaşlarımızı avukat güvencesinden mahrum bırakmak olduğunu üzüntüyle görüyoruz.

Avukatların, hakim ve savcıların aranması, uluslar arası sözleşmeler ve hukukun temel prensipleri doğrultusunda CMK, Avukatlık Kanunu, Hakimler ve Savcılar kanununda yer alan yasal düzenlemelere dayanmaktadır. Arama tedbirlerinin tatbiki konusunda, bu sıfatı taşıyanlar için öngörülen istisna ve özel prosedürler bir ayrıcalık olarak görülebilirler. Ancak, bunlar keyfi imtiyazlar olmayıp taşınan sıfatın ve icra edilen mesleğin özelliği yargının bağımsızlığı yani baskı altına alınamaması ve yargı görevini en iyi şekilde icra etmesi ile ilgilidir. Ayrıca bu imtiyaz yargının kurucu unsurları olarak kabul edilen hakim, savcı ve avukatlara güven ve saygının bir gereği hakim ile savcılarla birlikte avukatları kapsaması yönü ile de eşitlik ilkesinin bir teminatıdır. TCK nun 6. maddesine göre avukatların da tıpkı hakim ve savcılar gibi yargı görevi yapan kişiler olduğu unutulmamalıdır. Bu anlamda avukatlar hukukun adaletin ve adliyenin ayrılmaz bir parçasıdır. Bu gerçekler doğrultusunda herkesin açıklamalarında dikkatli ve soğukkanlı olması eksik ve yanlış birtakım bilgilerle hukuk camiasının kenetlenmesine zarar verebilecek , bütün bir avukat camiasını rencide edebilecek haksız ve zamansız açıklamalarda bulunmaması gerektiği kanısındayız.

         Sıkıntılı günler yaşadığımız bu günlerde hukukçular olarak avukat hakim savcı ayrımı yapmaksızın birleşmeli hukuka yapılan her türlü saldırıya karşı birlik ve beraberlik içersinde olmalıyız.

         Adliyelerdeki güvenlik açığının sebebi olarak avukatlar gösterilemez; avukatlara potansiyel suçlu muamelesi yapılamaz.

Adliyeler, avukatların da iş yerleridir. Dolayısıyla güvenliğin sağlanmasını bizler de talep ediyoruz.

Avukat, hâkim ve savcılarla birlikte yargının kurucu unsurudur. Bu itibarla adliyelere girişte hâkim ve savcılara hangi tedbirler uygulanıyorsa, avukatlar bunların dışında hiçbir işleme tabi tutulamaz. Avukatlara, avukatlık meslek ve onurunu, itibarını zedeleyici, hiçbir muamele yapılamaz.

Adliyelerde güvenlik zaafı hepimizin sorunudur. Bu sorunun kaynağı avukatlar değildir. Adliyelerdeki güvenlik açığının en önemli sebebi, uygulamadaki keyfi zihniyettir. Emniyet ve güvenlik tedbirleri sadece avukatların adliyeye girişlerine ilişkin alınacak tedbirlerle halledilecek bir sorun değildir. Biz avukatlar, keyfi bir ayırımcılık yada iltimas niyetinde değiliz.  Açıklamalarımızda da izah etmeye çalıştığımız üzere, yargının tüm kurucu unsurlarına uygulanan güvenlik tedbirleri ne ise avukatlara da bu eşit uygulama getirilmelidir. 

Açıklama gereği duyduğumuz hususları kamuoyu ile paylaşıyor, yaşanan tüm bu olumsuzluklara rağmen, meslektaşlarımızın, ve tüm hukuk camiasının 5 Nisan Avukatlar Gününü kutluyoruz. Saygılarımızla. 

                                               Yozgat Barosu Başkanlığı Yönetim Kurulu adına

                                                                Baro Başkanı

                                                               Av. Mehmet ŞİMŞEK

 

20.09.2024
AV. MUHSİN AYANOĞLU
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.